Sizi bir yıl kadar geri götüreyim.. Beşiktaş, Konya deplasmanında. İşler çok iyi gitmiyor; ama mutlak kazanma ihtiyacı var.
69. dakikada maç 0-0.. Kombine bir atak geliyor ve Oğuzhan çok güzel bir kafa golü atıyor..
O ana kadar ahım şahım oynamamış ama hatırladığım ya golün öncesi ya sonrası Oğuzhan’da ciddi biır kıpırdanma var..
Biliç’in ödülü
Golün üzerinden daha 3 dakika geçmeden tabela kalkıyor: Oğuzhan dışarı; Necip içeri..
Biliç 1-0’ı korumak için taktiksel değişiklik yaptı diyebilirsiniz.. Buna itiraz etmeyelim hadi ama çıkan niye Oğuzhan? Tam kıpırdanmaya başlamış, golle moral bulmuş bir genç oyuncuyu çıkarmak niye?
Güneş’in ödülü
Bu hafta Beşiktaş Antep’te.. Kazanma ihtiyacı aynen devam ama 76‘ya geliniyor; maçta hala gol yok.. O ana kadar Oğuzhan sahada iyi değil; top kayıpları göze batıyor!
Kazanılan frikikte Oğuzhan enfes vuruyor ve Mersin‘de yapamadığını yapıyor..
Tümer abi’sine maç sonrası mesajı malum ama asıl konu başka.
Konu, Oğuzhan’ın ilerideki haftalara daha moralli, özgüveni daha yüksek girecek olması..
Bunu yapan adam da Şenol Güneş! O kötü haliyle Oğuzhan’a sabretmesi, maçın kilidini açan meyva biçiminde geri dönüyor Güneş’e.. Oğuzhan’ı uzun vadede kazanmasa bile kaybetmemesi asıl büyük kazanç!
Konya’daki maça ne oldu?
Biliç’in sonrasında Oğuzhan’dan ne kadar verim alabildiği malum.. Üstelik Konya’daki o maç Gekas’ın son saniye golüyle 1-1 berabere bitmişti..
Oğuzhan’ın “kendi üzerine düşeni ne kadar yaptığı” da tartışmalı elbette ama sen yapan kadar yaptırana bak!
Son söz: Maçı kaybet ama (kıymetli) oyuncunu kaybetme!
FUTBOLA AKIL GÖZÜYLE BAK; 2024